16 Aralık 2017 Cumartesi

ÇEKİLİŞ + Makyaj Süngerlerleri Hakkında Herşey! (Bakımı, Doğru Kullanımı, Uzun Süre Kullanabilmek)


Herkese merhaba :)

Günümüzde en çok kullandığımız makyaj gereçlerinden bir tanesi hiç şüphesiz süngerler. Her makyajımda mutlaka kullandığım olmazsa olmazlardan biri benim için de. Peki doğru kullanımı ve bakımı nasıl olmalı? Biraz bundan bahsedelim istedim.

Öncelikle makyaj süngerleri, eğer bu damla şeklinde olan latekssiz süngerleri kullanıyorsanız, nemli olarak kullanılmak üzere tasarlanmış. Profesyonel makyajlarda kullanılan genellikle üçgen formda olan lateksli süngerler ise kuru olarak kullanılıyor.

Bu latekssiz formdaki genelde damla şeklinde olan süngerler, su ile ıslatıldığından kuru haldeki boyutunun iki katına kadar çıkabiliyor. Bazı markaların süngerleri ıslandığında daha çok şişerken bazıları ise daha az şişiyor. Bu tarz süngerlerin makulu yumaşak olanlar oluyor, yani özellikle çok ucuza satılan taş gibi olan, ıslatınca da şişmeyen süngerler pek işimize yaramayacaktır.




NASIL KULLANILIR?
Süngeri suya batırarak veya çeşmenin altında ıslatarak kullanabilirsiniz. Ben ikinci yöntemi kullanıyorum, çeşmenin altında ıslattıktan sonra önce lavaboda iyice sıkıyorum sonrada bir peçeteye sarıp sıkmaya devam ediyorum. Yani bütün ekstra suyu alıyoruz ki makyajımızı bozmasın, ürünlerin yapısını bozmasın.



Sonrada süngeri sürterek değil, tampon hareketlerle uyguluyoruz. Örneğin instagram makyaj videolarında da sık sık rastladığımız, yüze noktalar halinde fondöten sürüp sonra süngeri sürte sürte yüze yaymak yanlış bir kullanım yöntemi. Sünger ürünün büyük bir kısmını emecektir bu yöntemle. Yine aynı şekilde elimize veya başka bir yüzeye ürünü döküp süngeri içine batırıp yüzümüze uygulamak yine yanlış kullanım yöntemlerinden birisi. Çünkü yine ürünün büyük bir kısmını süngere hediye etmiş oluyoruz.




Doğru kullanım ise, yassı bir fondöten fırçasıyla ten ürününü yüzünüze yayıp sonra üzerinden süngerle tampon şekilde geçmek, ürünü yüze oturtmak ve fazlasını almak şeklinde. Yukarıda ki diğer yöntemlerden de elbette iyi sonuç alınabilir ama dediğim gibi bu durumda çok fazla ürünü heba etmiş oluyoruz.

Süngeri kullandıktan sonra yıkamanıza gerek yok, bu süngerin ömrünü azaltacaktır. Kullanmadan evvel yıkamanız yeterli. Fakat ürünü kullandıktan sonra MUTLAKA açıkta bırakarak, bir kutunun içine oturtmadan, çekmeceye kaldırmadan, kalorifer vs üstüne koymadan, makyaj çantanıza koymadan masanın üstünde açıkta bırakıp kendi halinde kurumasını sağlamak gerekiyor. Aksi durumda süngeriniz küflenebilir. İşte sosyal medyada dolaşıp duran süngerim küflendi, süngerimden böcek çıktı vb. temalı videoların sebebi tamamen kullanıcı hatası. Bugüne kadar onlarca sünger değiştirdim, bir çok markanın ürününü denedim hiçbir süngerim küflenmedi. Çünkü daima süngerimi açıkta bıraktım ve o şekilde kendi kendine kuruttum.

SÜNGER TEMİZLİĞİ NASIL OLMALI?
Süngeriniz kirli şekilde kuruduktan sonra, kullanmadan evvel nasılsa ıslatacağınız için temizliğini de o esnada yapabilirsiniz. Böylece masanın üzerinde süngeriniz toz toplamışsa bunu yüzünüze sürmemiş olursunuz. Sünger temizliğinde bir çok ürün kullanılabilir. Beyaz sabun, Beauty blender'ın katı veya sıvı temizleyecileri, muhtelif markaların makyaj fırçası temizleme jelleri, bulaşık deterjani vb. Fakat bunların bir çoğu ürünü yıpratabiliyor.


Örneğin bulaşık deterjanı süngeri evet tertemiz yapıyor ama ömrünü inanılmaz kısaltıyor ve kısa sürede parçalanmasına sebep oluyor. Ben genelde beyaz sabun yöntemini kullanıyorum. Süngerimi suyun altında beyaz sabuna sürterek yıkıyorum. Zaten beyaz sabun makyajı çözen bir ürün olduğundan süngerim de ak pak oluyor :) Herhangi bir yıpranma gözlemlemedim hiç.


Yine sosyal medyada gördüğüm enteresan yöntemlerden birisi süngeri bir kaseye koyup, mikrodalgada pişirme yöntemi. Mikroplar ölsün diye yapılıyormuş. Sünger neden mikroplandı ki arkadaşlar? Masanızın üstünde temiz şekilde duracak. Ellerinizi yıkamadan zaten makyaj yapmamanız gerekiyor. Dışarıdan aldığınız makyaj malzemelerini ıslak mendille, antibakteriyel bir jelle vb. dezenfekte etmeden zaten masanıza koymamanız gerekiyor. Çünkü dışarıda ona üretimde, satışta, mağazada onlarca kişi dokunuyor. Siz örneğin paraya dokunuyor ona dokunuyorsunuz. Bu ürünü temizlemeden masanıza koyar ve sonra kullanmaya başlarsanız yüzünüzde sivilcelere merhaba demeniz çok olası. Yani zaten temiz ellerle makyaj yaptığınız, süngerinize temiz ellerle dokunduğunuz ve yüzünüze sürmeden evvel sabunla yıkayıp kullandığınız için süngerde birikmiş bir bakteri olmayacak ve yüzünüze herhangi bir etkisi de olmayacaktır. Bu tarz ısıya maruz bırakma yöntemi de yine süngerinizin ömrünü kısalttığı gibi, yapısını bozacaktır. Ve küflenmeye açık bir hale getirebilecektir. Ve tekrarlamakta fayda var süngeriniz kirliyse üzerinde fondöten, kapatıcı vs varsa lütfen temizleyici ile yıkamadan kullanmayın. Mutlaka temizleyip öyle kullanın, kirli süngeri sadece ıslatıp yüzünüze sürmek yine hem hijyen açısından size zarar verebilir hemde iyi bir sonuç vermeyecektir.

Piyasada onlarca markanın, onlarca çeşit makyaj süngeri var. Bazıları çok yüksek fiyatlı bazıları ise çok düşük fiyatlı. Fiyatına göre değil de kalitesine ve özelliklerine göre seçmek en güzeli. Örneğin Dior'un makyaj süngeri hayatımda kullandığım en kötü süngerlerden biriydi çünkü taş gibiydi. Keza Anastasia Beverly Hills'in süngeri de kafanıza atılsa kafa yaran cinsten. Sünger çok lastikimsi bir yapıda olmamalı sıktığınızda veya çok sert yapıda. Islattığınızda aşırı şişmemeli (bu çok ürün emeceğini gösterir) makul bir seviyede seçmeli. H&M markasının ve Nascita'nın uygun fiyatlı güzel süngerleri var. Benim favori süngerlerim ülkemizde satılmaya başladığı 2015 baharından beri beauty blender. Bir sünger en az 3-4 ay kullanıldığı ve uygulama olarak diğerlerine göre ciddi olarak fark ettirdiği için ben sünger olarak bu markayı tercih ediyorum. İndirimlerde de oldukça uygun fiyatlara alınabiliyor artık, bu açıdan eskisi kadar göz korkutmuyor diye düşünüyorum. Şu an hatta Beauty Blender resmi sitesinde orijinal BB olmak üzere bir çok süngerde indirim var.


SİZE HEDİYEM VAR!

Makyaj süngerlerini o kadar anlatmış ike size de bir hediye vermek isterdim. Beauty Blender'ın 199,90 TL değerinde ki "BLENDER FOR ALL SEASONS" sünger setini birinize hediye etmek istiyorum. 

Çekilişe katılmak için bu blog yazısının altına yorum bırakmanız yeterli. (Youtube çekilişleri gibi google hesabınızla giriş yapıp yorum bırakılıyor.) 


Çekiliş 24 aralık'ta sona erecek.


Sevgiler.

5 Aralık 2017 Salı

Cilt Lekelerinden Nasıl Kurtuluruz? Sivilce Lekeleri ve Güneş Lekeleri Tedavisi - 1


Herkese Merhaba :)

Geçtiğimiz günlerde instagram'dan size sormuştum ilk önce hangi konuda blog yazısı istersiniz diye. Seçeneklerden cilt lekeleri çok ilgi görünce bende ilk bu konu hakkındaki deneyimlerimi anlatmak istedim. Umarım faydası olur.

Sivilce lekeleri veya güneş lekeleri tedavisinde kullanılan çeşitli yöntemler var. 

Tabi dermatologların, cilt bakım merkezlerinin gerçekleştirdiği profesyonel bakım, lazer tedavileri vs. hariç olarak - günlük hayatımıza uygulayabileceğimiz leke tedavi yöntemleri genelde peeling'ler, kremler, maskeler, serumlar, dermaroller vs. şeklinde sıralanabilir.

Önce en çok bilinen duyulanlardan bahsedelim. Asitler.

AHA (Alfa Hidroksi Asitler) ve BHA (Beta Hidroksi Asitler) cilt bakımında sıkça kullanılan ve kişisel kullanıma uygun kimyasallar. AHA cildin üst tabakasını eksfoliye etmek, ölü hücreleri giderip daha parlak, pürüzsüz ve eşit tonda bir görünüm sağlamak, güneş hasarı, cilt lekeleri gibi görevleri yerine getirirken, Beta hidroksi asit BHA ise yine eksfoliye görevi görüp, gözenekleri temizlemeyi ve küçültmeyi vaad edip, ciltte kolajen üretimini tetikleyip, daha sıkı, daha canlı bir cilde sahip olmayı sağlamak gibi görevlerde etkin.


Her ikisi de Hidroksi asit grubuna ait olmalarına rağmen, BHA epidermis'e etki ederken, AHA'lar daha derine, dermis'e kadar etki ediyorlar.

Eğer cildinizde sivilce lekeleri, güneş lekeleri renk eşitsizliğine sebebiyet veren problemler varsa cildin üst katmanını nazik şekilde soyan AHA içerikli ürünleri tercih edebilirsiniz. 

Eğer cildiniz pürüzlü bir yapıya sahipse, siyah noktalardan, gözenek probleminden, sivilcelerden, yağ butonlarından şikayetçi iseniz BHA içerikli ürünler kullanabilirsiniz. BHA grubundaki asitler cilt yüzeyinin yanı sıra gözenekleri tıkayan yağları da arındırdığı için özellikle karma ve yağlı ciltlerde daha etkilidir. Ama kuru ciltlerde hassasiyet yaratabilme riski bulunduğu için ve AHA'ya göre çok daha güçlü bir kimyasal olduğu için düşük oranlı ürünler kullanılmalıdır.


Cilt bakımında kullanılan en bilinen AHA'lardan birisi glikolik asit iken, yine en çok bilinen BHA ise salisilik asittir.

Kimyasal Peeling olarak bildiğimiz cilt bakım merkezlerinde uygulanan cildi soyma işlemi yüksek konsantrasyon (yüzde) ile glikolik asit kullanılarak yapılır. Suda çözünen bir asit türü olduğu için de yan etkileri pek bulunmamaktadır.

Yine cilt bakım ürünlerinde sıklıkla gördüğümüz ve duyduğumuz en bilinen diğer AHA'lar ise sitrik asit ve laktik asittir. AHA'lar doğal hidroksi asitleridir ve çoğunlukla meyvelerden ve yiyeceklerden elde edilir. Örneğin glikolik asit şeker kamışından, sitrik asit limon ve portakaldan, laktik asit ise sütten üretilir. AHA'lar cilt bakımında serumlar, temizleme jelleri, peeling, maske, gündüze/gece kremi olarak karşımıza çıkarlar. Genelde iki ayrı ürün grubunu kombinleyerek kullanılması öneriliyor. Örneğin peeling ve serum, maske ve krem vs gibi. Ben nasıl kullanıyorum ve tercih ediyorum bunları da yazının devamında anlatacağım. Ev kullanımında yüksek oranlar kullanmadığımız için etkisini bir anda göstermez fakat düzenli kullanımda belirgin bir etki veriyorlar. Cildimiz alışana kadar özellikle ilk kullanımlarda hafif yanma hissi, minik iğneler batıyormuş hissi olması ise normaldir.


BHA'lara gelirsek, cilt bakımında en sık duyduğumuz ve yaygın kullanılan BHA ise salisilik asittir. Karma/yağlı ciltlere, gözenek problemi olan kişilere, sivilce tedavisinde en sık tavsiye edilen asit olarak da bahsedebiliriz. Soyma etkisi bulunduğu için ciltte hassasiyet yaratabilen bir üründür bu sebeple kuru ve hassas ciltlerin ya çok düşük oranlarda kullanması ya da hiç kullanmaması gerekiyor.

AHA'lar suda çözünürken, BHA grubundaki hidroksi asitler yağda çözülebildikleri için akneli ve akneye meyilli ciltlerde sıklıkla kullanılır. Akneli ciltlerin en çok şikayet ettiği konulardan birisi enflamasyonlar (ağrılı, şişkin sivilcelerdir). BHA grubundaki salisilik asidin özelliği ise anti bakteriyel ve anti enflamatuar olmasıdır bu sayede cildi iyileştirici etkisi vardır.

 PEKİ NELERE DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR?


Yukarıda bahsettiğim gibi bu ürünler cilt yapısını soyan, eksfoliye eden ürünler olduğu için MUTLAKA sonbahar-kış aylarında kullanılmalı, güneşin daha dik geldiği sıcak bahar aylarında ve yaz aylarında kullanılmamalıdır

Yine aynı şekilde cildin üst tabakası soyulduğu ve güneşe daha savunmasız hale geldiği için mutlaka bu uygulama süresince her gün güneş kremi kullanılmalıdır. Evdeyseniz bile. Çünkü aksi durumda, cildimizi düzelteceğiz derken daha beter hale getirebilir, güneş lekelerini çoğaltabiliriz.

Ben bu ürünleri nasıl kullanıyoruma gelirsek;

Ben kremden ziyade bu ürünleri en çok temizleme solüsyonu (tonik), peeling ve serum olarak etkili buluyorum. Çünkü bu ürünleri kullanırken cildim zaten hassaslaştığından kremi de asitli seçmiyorum, daha yumuşak, yüzümü nemlendiren kremler tercih ediyorum. 

Maskelere gelirsek onlar ciltte kısa bir süre kaldığı için - uyku maskeleri hariç - ve ev işlemine uygun düşük konsantrasyonlu ürünler olduğu için pek etkisini göremediğimden yine maske formundaki asit tedavilerini de tercih etmiyorum. 




Benim şimdiye kadar en etkisini gördüğüm yöntemler temizleme pedleri, temizleme solüsyonları, serum ve peeling'ler oldu. Cilt tipinize uygun ve kullanmanız gereken içeriği yukarıdaki bilgiler dahilinde kararlaştırdıktan sonra ürün seçiminizi kolayca yapabilirsiniz.

Çünkü bir çok markada, özellikle de dermokozmetik markalarda uygun fiyatlıdan yüksek fiyata onlarca seçenek bulunabiliyor. Murad, DDF, Cyrene, Nip + Fab, Ordinary, Esthederm, Skinceuticals, Lierac, La Roche Posay, Kore markaları vs. ilk aklıma gelen markalar. Bu ilk yazıda kullanılacak içeriklerden bahsetmek istedim. İkinci yazıda ise, ben en çok hangi ürünlerden memnun kaldım onları ürün görselleriyle anlatacağım.
Kimler KULLANMAMALI;
Yara iyileşme problemi olanlar, Alerjik cilde sahip olanlar, Bağışıklık sistemi hastalıkları olanlar, Dermatit, egzama gibi cilt hastalıkları olanlar, Aynı bölgeye lazer tedavisi yaptıranlar, Güneş alerjisi veya güneşe karşı hassasiyete sahip olanlar, Uçuk ve benzeri hastalıklar veya yüzünde açık yara olanlar, Kemoterapi, radyasyon tedavisi vb. tedavi görenler.



Asitler dışında bir diğer yöntem ise dermaroller. Onu da geçtiğimiz günlerde yayınladığım bir yazıyla detaylı olarak anlatmıştım. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz. 

Tabii bu tedavileri profesyonel olarak uygulayan cilt bakım merkezleri mevcut. Dilerseniz oralardan fikir alabilir ve tedavinizi yaptırabilirsiniz. Ama benim gibi evde kullanılacak yöntemleri daha çok tercih ediyorsanız, cilt bakım rutinimizi oluştururken, cildimizin ihtiyacına göre içerikler belirleyip bunları kullanıp daha etkili sonuç alabiliriz.

Çünkü bazen bizden tamamen farklı cilt yapısı ve beklentiye sahip olan bir arkadaşımız bize "mucize ürününü" önerir, ama ürün bize uygun olmadığından hiçbir etkisini göremez, boşuna para harcadığımızla kalırız.

Sahip olduğumuz cilt "beğenmedim, dur değiştireyim" diyebileceğimiz birşey değil veya saklayım kimse görmesin diyebileceğimiz. Hayat boyu bizimle olduğu için onun ihtiyaçlarını belirleyip, gereksiz fazla ürün kullanmadan, mantıklı ürünler kullanıp ona iyi bakarak cilt kalitemizi uzun yıllar koruyabilir, geçmişte oluşmuş lekeleri de tedavi edebiliriz.

Tabii ki cilt için en zarar verici faktörler olan sigara, alkol, uykusuzluk, susuzluk gibi tehlikeleri de unutmamak lazım. İlerleyen yazılarda bakteriyel sivilcelerden kurtulma ve korunma yollarının yanı sıra Hyaluronik Asit takviyelerinden, saç/tırnak güçlendiren takyivelerden de bahsedeceğiz :)

Umarım yazıyı faydalı bulmuşsunuzdur, yukarıda bahsettiğim gibi ürünleri gözden geçirdiğim devamı da yakında gelecek. 

Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın 

Sevgiler.

1 Aralık 2017 Cuma

Maskara Neden Kirpik Döker? Kirpik dökülmesini nasıl engelleriz?



Herkese merhaba :)
En sık karşılaştığım sorunlardan bir tanesi "x maskara kirpiklerimi çok döküyor" cümlesi oluyor. Haydi gelin biraz bu konudan bahsedelim.




Bana genelde en sık gelen yorumlardan bir tanesi bazı maskaralar hakkında "kirpik döküyor" ifadesi oluyor. Halbuki kirpiklerinizi döken aslında maskara değil. İçeriğinde çok ekstrem bir madde olmadığı sürece, kimyasallar cildinize alerjik bir reaksiyon vs vermediği sürece maskaralar kirpik dökmez.

Şimdi konuyu biraz detaylandıralım. Bazı belirli başlı ürünler için kirpik döker yorumu çok sık yapılıyor. Bu ürünlerin genel özelliğine baktığımızda ürün ya waterproof ya da çok kalıcı ürünler. Yani kolay kolay çıkmayan ürünler diyebiliriz. Kirpiklerinizin dökülmesi ise gün içerisinde gözünüzde maskara varken durup dururken yüzünüze düşme şeklinde olmuyor. (Ovuşturmadığınız sürece).


Kirpikleriniz %99 oranla pamukla göz makyajı çıkartırken veya gözlerinizi ovuştururken dökülüyor. Özellikle kalıcılığı yüksek maskaralar, kirpiklerimizi normal maskaralara oranla 2 kat daha fazla sertleştiriyor bazen ise yan kirpiklerle topaklaşıyor. (Benefit they're real, maybelline lash sensational vs) ve bunu bir pamukla ve gücü hafif bir temizleyici ile çıkarmaya çalıştığınızda (micellar su gibi) ovuşturma hareketi sırasında zaten nazik bir yapıya sahip olan kirpikleriniz, sertleşmiş olmanında verdiği etkiyle sağa sola oynayarak patır patır dökülmeye başlıyorlar.


Normalde göz sağlığı, göz çevresindeki dokunun erken yaşlanmaması ve tahriş olmaması adına göz makyajı çıkartırken pamuk kullanımı çok fazla tavsiye edilmeyen bir uygulama. Yani çok çok nazik davranmadığınız sürece - ki makyajı çıkarırken çok nazik olamıyoruz - pamuğu göz çevremize sürttükçe tahriş ediyoruz. Gözümüzü ova ova pamukla makyaj çıkarmak, hem göz çevrenizi tahriş ediyor, hem kirpik dökülmesini arttırıyor, hemde ürünün çoğu zaman gözünüze kaçıp yanmasına sebep oluyor. Sonunda göz çevresi krem sürdüğünde yanan, gözü kızarmış ve göze kaçan üründen bulanıklaşmış, mağdur bir halde kalıyoruz :)

Göz çevresi ciltteki en ince doku, göz ise en hassas organ. Kirpikler ise en kırılgan kıl yapısı. Zaten çok dikkat edilip nazik davranılması gereken bir bölgeyken orayı ovuştura ovuştura tahriş etmek hiç sağlıklı olmuyor. Ki ben çok yapardım, pes bana :)

Bu sebeple göz makyajınızda mümkün olduğunca nerdeyse artık her markada bulunabilen makyaj temizleme yağlarını kullanabilirsiniz. Ben bir çok markanınkini denedim, şu en iyisi diyebileceğim yok.  Genelde hepsi birbirine benziyor. Ama 27TL-den 300TL'ye kadar bir çok marka da artık bulabiliyorsunuz. Bildiğim kadarıyla en ucuzu NYX'te. 


En önemlisi ise bu ürünler o bildiğiniz yağ değiller. Makyaj temizleme yağı deyince, genelde herkesin aklına yıkayınca yağlı yağlı kalan bir ürün geliyor. Oysa bunlar suya değdiği anda tamamen çözünüp yok olup geride asla yağlı bir his bırakmıyorlar. Kalıntı bırakmadıkları için, sivilcelenme vs yapmıyorlar ve tüm cilt tiplerine uygunlar. Yani zeytinyağı, hindistancevizi yağı gibi olmuyorlar. Suyla tamamen çözündükleri için, sanki bir yüz temizleme jeliyle yüzünüzü yıkamış gibi oluyorsunuz.


Bu ürünler nasıl kullanılıyor diye soracak olursanız; KURU elinize, üründen döküp makyajlı KURU suratınıza bu ürünü sürüp masaj yapmaya başlıyorsunuz. (Ürün suyla reaksiyona girince çözüldüğü için 1 damla bile su değdirmemek gerekiyor bu işlem sırasında) Zaten ten makyajı hemen çıkıyor gözleri biraz ovmak gerekiyor. Sonra da duruluyorsunuz. Ta-taam tüm makyaj çıktı gitti :)


Ne göz çevremiz tahriş oldu, ne gözümüzün içine yağlı - çift fazlı temizleyici kaçtı, ne onun yağını arındırmak için yüz temizleyici kullanmamız gerekti, ne gözlerimiz kızardı :=)

Yani göz çevreniz hassas ise, kirpikleriniz sık dökülüyor ise, gözleriniz çok sulanıyor veya durum itibariyle (yağmur, yaz vs) wpoof ürünler veya kalıcılığı yüksek maskaralar kullanmanız gerekiyorsa, makyaj temizleme yağlarını deneyebilirsiniz. Çünkü ben eskiden pamukla makyajımı çıkartırken göz çevrem hem mahvoluyor, yanıyor, kızarıyor hemde gözlerim tahriş oluyor bir çok zamanda kirpiklerim dökülüyordu.

Özetlemek gerekirse, google'da da pek çok makale ve araştırmada da baktığımızda maskaraların çok ekstrem bir ürün olmadıkça kirpik dökme özelliği yok. Yani içeriğinde çok ters bir madde olmadıkça kirpiği döken onlar değiller. Aslında kirpiklerimizi hatalı bir hareketle ova ova biz döküyoruz ne yazık ki.


Bu yağlar yüzünüzdeki her makyajı tamamen arındırıyor. En kalın ve waterproof maskara bile olsa gözleriniz kapalıyken kirpiklerinize 30 saniye - 1dakika arası hafifçe masaj yaptığınızda en ağır ürün bile tamamen akıyor. Makyaj temizleme yağlarının en önemli özelliği ise suya değdiği anda tamamen akıp gidip geride hiç yağlı hissiyat bırakmaması. Çünkü hindistan cevizi yağı vs gibi ürünlerde geride yağlı hissiyat kalıyor ve bu göze kaçıp rahatsızlık verebiliyor.

Artık bu sorunların hiçbirini yaşamıyorum.

Bu yağları keşfettiğimden beri ise hayatım çoook kolaylaştı, bu kadar detaylı anlatıp tavsiye etmemin sebebi ise bu.

Herkese Sevgiler.

Microblading hakkında HERŞEY - Acıyor mu? Süreç Nasıl İşliyor? Ne kadar kalıcı?

Herkese merhaba, Bu yazıda kendi microblading tecrübemden, yaşadıklarımdan, bana göre iyi bir sonuç verip vermemesinden ve araştırdığım bi...