28 Kasım 2017 Salı

Gece Bakım Kremleri ve Serumları- 1 | Sevdiklerim Sevmediklerim



Herkese Merhaba :)

Instagram'da karakter sınırı olması bir çok ürün hakkında detaylı yorum yapmayı engelliyor. Snapchat ve instagram stories paylaşımları da 24 saat sonra kayboluyor. İşte bu sebeple bazı ürünleri blogda anlatmak istedim. 

Bu yazıda son zamanlarda denediğim veya uzun süredir kullandığım bazı cilt bakım kremlerinden/serumlardan bahsedeceğim. Bazılarını çok sevdim, bazılarını ise gereksiz buldum. 






Sırayla bahsedelim.

* Six Cosmetics "LOVE"  Işıltı Verici Balsam: 
Six Kozmetik geçen sene bir arkadaşımın tavsiyesiyle keşfettim bir italyan markası. Markanın şimdiye kadar ilgimi çeken bazı ürünlerini denedim ve memnun kalmadığım hiçbir ürünü olmadı. En sevdiğim ürünlerinden bir tanesi de bu 6 numaralı ışıltı verici balsam'ı. İçerisinde Hyaluronik asit, E vitamini, rosa mosqueta gibi faydalı içerikler varmış. Etkisine gelirsek, yapısı çok ince, ciltte ağırlık yapmayan bir krem. Sürdükten hemen sonra cilt tarafından emiliyor ve parlak bir görüntü veriyor. Parlak derken simli manada değil, sanki nemli, ışıl ışıl bir cildiniz varmış gibi. Ama yüzünüze dokunduğunuzda yağlı bir hissiyat gelmiyor. Bu sebeple her cilt tipine uygun. İster makyaj altına, ister makyajsız cildinizi canlı ve sağlıklı göstermek için kullanabilirsiniz. Ben özellikle ten makyajı yapmadığım günlerde tercih ediyorum ve yüzünde ne var diyen çok oluyor. Ürünü eczanelerden veya https://sixkozmetik.com/love-kat adresinden alabilirsiniz.

* Estee Lauder - Advanced Night Repair Serum: 
Kozmetikle ilgilenen biriyseniz bu serumu mutlaka duymuşsunuzdur. Serumun vaadi ciltte görünen tüm yaşlanma belirtilerini gözle görülür biçimde azaltması. Malum daha önce ki kolajen yazımda bahsettiğim üzere 21 yaşından itibaren cildimiz bilimsel olarak yaşlanmaya başlıyor. Bu serum düzenli kullanıldığında mimik çizgilerinde gerçekten bir yumuşa sağlıyor. Özellikle alın ve nasolabial çizgilerimde ben bunu farkettim. Aynı zamanda cilt yüzeyini yumuşatıp daha nemli bir cilt veriyor. Yapısı su bazlı, cilt tarafından hemen emiliyor. Sonrasında ise gece nemlendiricinizi uyguluyorsunuz. Hazır yılbaşı indirimleri varken ve estee lauder bu kadar kampanya yapıyorken tercih edilebilecek bir ürün. Estee Lauder markasını satan tüm mağazalardan ve markanın internet sitesinden ürünü alabilirsiniz.


* Bepanthol - Nappy Care Ointment: 
Kendisi benim mucize ürünlerimden bir tanesidir kesinlikle. Özellikle cildiniz kuruysa veya kuruya dönükse, hele ki kış aylarında çok bu sebeple çok mağdur oluyorsanız sizi kurtaracak yegane ürünlerden bir tanesidir bu. Eski adıyla Bepanthene merhem olan bu ürün şu an Türkçe adıyla "pişik kremi" fakat üstünde türkçe yazılar olan ürün içinde zeyitinyağı var. Yani formülü değiştirmişler. Bu sebeple bu üstünde ingilizce yazılar olanı almanızı tavsiye ediyorum. Asıl merhem olan bu çünkü. Ne yapıyor kendileri peki? Cildinizi bebek cildi yapıyor. Gece yatmadan tüm yüze, göz çevresi dahil sürdüğünüzde ertesi güne bebek cildi gibi yumuşacık, neme doymuş, pürüzsüz bir ciltle uyanıyorsunuz. Ben genelde haftada 2 kez gibi bu uygulamayı yapıyorum. Her gün kullanmak çok aşırı kuru bir cildiniz yoksa cildinize fazla gelebilir çünkü. Eczanelerde ve dermokozmetik satışı yapan internet sitelerinde bulabilirsiniz.

* The advanced Q10plusC Anti-Wrinkle + Energy Skin Sleep Cream
Nivea'nın içinde iki ayrı güçlü anti oksidan; Q10 ve C vitamini bulunduran bu enerji verici uyku kremi son dönemde en sık gördüğümüz ürünlerden bir tanesi. Gece maskeleri, kremleri konseptini seven biri olarak içinde c vitamini olduğunu da görünce merakla denemeye başlamıştım. Gece yatmadan 15-20 dakika önce uygulayıp sonra yatıyorum. Sabah kalktığımda yüzüm yağlanmış hissiyle kalkıyorum bu sebeple bir temizleme jeliyle yüzümü yıkamam gerekiyor. Fakat yüzünüz nemlenmiş ve canlanmış şekilde uyanıyorsunuz. Normalde uykusuz kaldığınızda yüzünüz şişen biriyseniz veya yüz üstü yattığınız için, bu krem bunu baya azaltıyor. Denk mi geldi yoksa gerçekten mi öyle diye bir kaç kez denedim fakat her seferinde aynı etkiyi görünce kremden kaynaklı olduğunu anladım. İnternette başka bloglarda araştırma yapınca bir çok kişinin de bu kremi beğendiğini görünce yalnız olmadığımı anladım. Cilt bakım rutininize ekleyebileceğiniz, indirimlerde avantajlı alabileceğiniz bir krem bence. Nivea satan tüm kozmetik marketlerde bulabilirsiniz.

* Madecassol: 
Bu cilt bakım merhemini hepimiz annelerimizden biliriz. Ciltteki yara-bere tedavileri için verilir genelde. Benim bu merhemle tanışmam 2 sene öncesine dayanıyor fakat dermaroller kullanmaya başlayınca aramız iyice sıkı fıkı oldu diyebilirim. Bu cilt yenileyici daha doğrusu deri dokusu yenileyici bir merhem olduğu için yara izlerine, sivilce izlerine yani cilt üzerindeki problemlere iyi geliyor. Bu sebeple bunu rutininize haftada 1 olmak şartıyla dahil edebilirsiniz. Bende genelde ya tek başına ya da bepanthene merhem ile karıştırarak uyguluyorum. Hem yüzünüzde herhangi bir iz varsa onun tedavisini sağlıyor hemde cilt yüzeyini daha güzel bir hale getiriyor. Ama az önce de söylediğim gibi haftada 1'den fazla kullanılmamalı, yoksa cildiniz tahriş olabilir.

* Dior Hydra Life Deep Hydration Serum:
Bir kaç aydır kullandığım Dior markasının bu nem serumu, Hydra life serisinden diğer ürünlerde olduğu gibi naneli bir ürün gibi. Yani yüzünüze sürdüğünüzde bir ferahlama, hafif yanma hissi oluyor. Hassas ciltli iseniz biraz fazla bir yanma :) Her nem serumunda olduğu gibi içindeki HA'nın aktive olması adına hafif ıslatılmış yüze uygulanması gerekiyor. Bir çok kez kullandım ama yüzümde herhangi bir nem katkısı olduğunu, yüzümü nemlendirdiğini gözlemlemedim. Bir daha almam bu sebeple. Dior markasını satan tüm kozmetik mağazalarında bulabilirsiniz.

* Vitamin C Suspension 23% + HA Spheres 2%:
Blogda aslında bir Ordinary yazısı var ama güncel tüm ürünleri içeren bir yazı yazsam mı tekrar? Ne dersiniz? Çünkü o listeden sonra denediğim başka ürünlerde oldu. 
Ordinary'nın en popüler ürünlerinden bir tanesi de bu C vitamini kremi. 
C vitamini etkili bir antioksidandır ve L-Askorbik Asidin saf formunun cilt yaşlanmasının çoklu belirtilerini tersine çevirdiği ve cilt yüzeyine uygulandığında cildi aydınlattığı göstermiştir. Ordinary'nın bu ürünü gece yatmadan yüze uygulanıyor. Yüze sürdüğünüzde minik iğneler batıyormuş gibi bir his veriyor. Sonrasında bu his geçiyor, dokusu silikonlu bir makyaj bazı gibi. Ciltte kolayca yayılıyor. Düzenli kulanıldığında cilt dokusunu daha parlak ve aydınlık yapıyor. Benimde bu kış düzenli olarak kullanmak istediğim ürünlerin başında geliyor. Çünkü ara ara kullanımlarda bile etkisini gösteriyorsa, eminim düzenli kullanımda daha başarılı olacaktır. Türkiye'de satışı ne yazık ki yok. Ben instagram'da ki "londradan_kozmetik" sayfasından aldım.

* Biotherm Blue Therapy Cream in Oil: 
Yaz ayları hariç kuru hatta bazen çok kuru bir cilde sahip olan biri olarak, kuru yağlar, yüz yağları, yağ serumlar vs hep ilgimi çeken ürünler oluyor. Biotherm'in bu yağ formundaki nemlendiricisi de görür görmez ilgimi çeken ürünlerden biri olmuştu. Biotherm aynı klasmanda satıldığı diğer markalara nispeten daha uygun fiyatlı ve genel olarak başarılı ürünlere sahip bir marka. Plankton serisini ne çok sevdiğimi ve daha önce çok anlattığımı hatırlayanlar bilir. Bu ürünü de çok büyük bir hevesle kullanmaya başladım ama hani bir yağ formu vardır ya örneğin Kiehl's midnight recovery'i de o yüzden sevmem, cildin üst tabakasında kalır, cilt tarafından tam olarak emilmez. Hah işte o da böyle, cildin üstünde kalıyor sonra da yastığa transfer oluyor gibi geliyor bana. O yüzden bu da beklediğim kadar memnu etmedi beni, çokta etkisini göremedim sanki.


* Biotherm Life Plankton Mask:
Yukarıda da söylediğim gibi Plankton serisi genel olarak çok sevdiğim bir seri, serinin en sevdiğim ürünlerinden bir tanesi de bu uyku maskesi. Ne vaadi varsa yerine getiren bir ürün. Gece sürüyorsunuz, sabaha yumuşacık, nemlenmiş, pürüzsüz bebek bir cilde uyanıyorsunuz. Özellikle özel bir yere gidecekseniz - düğün, dernek - bir gece öncesinde bunu kullandığınızda cildiniz ertesi güne yumuşacık oluyor ve makyaj çok daha güzel duruyor. 

* Gülsha Rose Elixir - Gece:
Gülsha'nın klasik gül iksirini ne kadar çok çok sevdiğimi biliyorsunuz, zaten Gülsha ürünleriyle ilgili ayrı bir paylaşım yapmak istiyorum. Ama gece ürünleri arasında bundan bahsetmezsem olmaz tabi. Az önce bahsettiğim Kiehl's ın ve Biotherm'in ürünü nasıl cilt yüzeyinde kalıp emilmiyorsa bu da aksine cilt tarafından çok güzel bir şekilde emilip, cildi içerisinde HA'nın da yardımıyla nemlendirip, dolgunlaştırıyor. Ürünün içinde rosa damascena - ısparta gülü esansiyel yağları var.

* DR. JART+ Ceramidin™ Liquid:
Valla ben bu işi anlamadım. Bu ürünü öven övene ama ben ekstra hiçbir özelliğini göremedim. Öven bir çok yorum görünce denemek istediğim ürünlerden bir tanesiydi. Yapısı su gibi, içinde 150ml ürün var yani çok bereketli uzun süre kullanabiliyorsunuz. Tüm yüze bir damla yetiyor. Cilt tarafından çok çabuk emiliyor, üzerine kreminizi rahatça geçebiliyorsunuz. Ama ben bu ürünün hiç bir ekstrasını, faydasını göremedim. Bittikten sonra tekrar almayı düşünmüyorum.

Yukarıda birbirlerine benzer etkiye sahip ürünlerden bahsettim, bazılarını bittikçe almayı bazılarını ise almayı düşünmüyorum. Genelde gece cilt bakım rutini için mevsimlere göre olmak üzere 1-2 ürün yeterli oluyor dönüşümlü kullanmak için. Malum cilt bir ürüne alıştığında ilk kullanmaya başladığınızda verdiği aynı olumlu tepkiyi vermeyebiliyor. Bu sebeple rotasyon yaparak kullanmak daha iyi sonuç verebiliyor. Cildi şaşırtıp alışkanlıklarından koparıyoruz.

Hem yakın zamanda denediklerim, hem uzun süredir kullandıklarım, sevdiklerim, sevmediklerim... Komidinimin üzerinde duran gece bakım ürünlerimden bazıları bunlardı. İsterseniz devamını da paylaşabilirim. Lakin göz ürünleri, dudak ürünleri vs onları bu listeye hiç eklemedim. Onları ayrı paylaşımlarda anlatırım diye düşündüm.

Yukarıda da belirttiğim gibi her cilde uygun olan ürünler farklı oluyor. Ben genelde kuru, normal cilde uygun ürünlerden bahsettim. Cilt yapım itibariyle karma ve yağlı cilt ürünlerini yorumlayamıyorum. Ama bu yaz cildim bildiğiniz yağlı cilde dönmüştü eğer gelecek yazda öyle olursa sanırım bir de yağlı cilt dosyası gelir gibi duruyor :)

Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın :)

Sevgiler.

27 Kasım 2017 Pazartesi

the Ordinary - AHA %30 - BHA %2 Peeling Solution İncelemesi


Herkese merhaba :)

Ordinary markasının bana en çok sorulan ve bana göre en bomba ürünlerinden birisi olan AHA %30 - BHA %2 Peeling solution'dan biraz bahsedelim.



Deciem'in alt markalarından the Ordinary'nin AHA %30 - BHA %2 Peeling solution'ı bana en çok sorulan ordinary ürünlerinden birisi oldu.

Bu ürün içerisinde bulunan soyucu maddeler sebebiyle sonbahar ve kış aylarında kullanılan, leke tedavisi, gözenek tedavisi, cilt yüzeyi yenileme gibi konularda etki sağlayan bir ürün.

Bu ürün: % 30 Alfa Hidroksil Asitler (Glikolik / Laktik / Tartarik / Sitrik),% 2 Beta Hidroksil Asit (Salisilik Asit), Hiyaluronik Asit, Vitamin B5, Siyah Havuç ve Tasmanian Pepperberry içeriklerinden oluşuyor.

Ürünün içeriğinde bulunan; Alfa hidroksi bir asit olan AHA'nın görevi cildin üst tabakasını eksfoliye ederek daha parlak, pürüzsüz ve eşit tonda bir görünüm sağlamayı sağlıyor. Beta hidroksi asit BHA ise yine eksfoliye görevi görürken, gözenekleri temizlemeyi ve küçültmeyi vaad ediyor.

Bu kombine edilmiş % 32 AHA / BHA çözümü, cildin üst tabakasındaki lekelerle mücadele etmeye ve cildin parlaklığını artırmaya yardımcı olmak için derin eksfoliyasyon sağlar. Ayrıca ürünün formülasyonun vaadi cilt dokusunun görünümünü geliştirmek ve düzenli kullanımda ince çizgilerin görünümünü azaltır.

Ürüne kırmızı rengi veren ise içeriğinde bulunana Tasmanian Pepperberry bitkisi. Bu formül, asit kullanımı ile ilişkili tahrişi azaltmaya yardımcı olan, incelenmiş bir Tasmanian Pepperberry türevi içerir. Bu bitki mevsime göre daha açık veya koyu renklerde olabiliyor bu renk değişimi de zaman zaman ürünlere yansıyabiliyormuş. Yani ilk aldığınız ürün daha açık kırmızı renkteyken bir sonraki ürün daha koyu kırmızı olabilir veya tam tersi. 


Bu ürün hem vaatleri, hemde bağımsız ürün yorum sitesi makeupalley.com da aldığı onlarca iyi yorumdan sonra ilgimi çekmişti bende denemeye karar vermiştim. Üstteki videoda gördüğünüz gibi kırmızı bir jel görünümünde. Renkli olması iyi bir düşünce böyle göz çevresine yanlışlıkla bulaşma gibi bir sıkıntı olmuyor. Ürünü göz çevresi hariç yüzünüze yayıyor ve yüzünüzün toleransına göre 3-10 dakika arası bekletiyorsunuz.

Açıkçası La prarie'nin 3 min peeling maskesinden sonra çok yakan bir ürün olabilir diye düşünmüştüm çünkü La prairie baya yakıyor, ama 10 dakika boyunca çok rahatsızlık hissetmeden dayanabiliyorsunuz. Yüzünüzde küçük iğne batmaları ve yanmalar olması normal.

Sonra da suyla durulayıp, nemlendiricinizi sürüyorsunuz. Ve ertesi gün mutlaka güneş kremi!

Sonuçlarına gelirsek, bir çok kişi haftada 2 kullanmış ama ben daha çok haftada 1, 10 günde 1 şeklinde kullandım. (Cildim bir çok kişiye göre hassas) bu ürünü kullandıktan sonra cildiniz resmen parıl parıl oluyor (üst tabaka eksfoliye edilmiş, ölü deri gitmiş oluyor). Ve cilt yüzeyi yumuşacık, pütürsüz bir hale geliyor. Yüzde bir gerginlik hissetmeniz normal, sonrasında nemlendiricinizi kullanıyorsunuz. (Ben avene - repair cream kullanıyorum veya avene - cold cream kullanabilirsiniz / cildinizi yakacak alkol içerikli vs bir krem olmasın). 

Gözeneklerdeki etkisine gelecek olursak kullandıktan sonraki günler gözeneklerde bir küçülme gözleyebiliyorsunuz ama her üründe olduğu gibi bunda da kalıcı bir etki yok, düzenli kullanım gerektiriyor. 

Sonuç olarak ben oldukça memnun kaldım ve cilt bakım rutinime ekledim ve bittikçe almayı düşünüyorum, uygun fiyatlı olması da cabası. Ama içerisinde güçlü asitler barındırdığı için cildi çok hassas olan kişiler, cildinde yara olan kişilerin kullanmasını pek tavsiye etmem. Veya küçük bir noktada deneme yapıp o şekilde kullanmaya başlamanızı tavsiye ederim.

Ordinary ürünlerinin ülkemizde henüz satışı yok. Ben ordinary ürünlerimi instagram'da ki londradan_kozmetik sayfasından temin ediyorum.

Diğer ordinary ürünleriyle ilgili olan yazıma ise şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://www.fashiolala.com/2017/05/the-ordinary-o-kadar-da-sradan-degil.html

26 Kasım 2017 Pazar

Dermaroller - Hakkında Her şey!


Herkese merhaba :)

Cilt lekeleri tedavisinde sıkça duyduğumuz dermaroller konusunu açma zamanı geldi. Hazır tam da mevsimi gelmişken, haydi konuşalım biraz.

Son 1 senedir dermaroller bu kadar popüler olunca bende kendi araştırmalarımı ve tecrübelerimi paylaşmak istedim. Böylece eğer bu işlemi araştıranlar varsa, onlara ek bir bilgi olabilir. Nasıl kullanılıyor, sonrasında hangi ürünleri kullanıyorum, nerden alabilirsiniz, fiyatı ne, açıyor mu, işe yarıyor mu? Konuşalım.

Dermaroller, cilde mikro kanallar açan, dönen bir silindir üzerinde bulunan minik iğneciklerden oluşan bir mekanizmadır. Cildi uyarmak için kullanılır. Dermaroller'in başlıca iki etkisi vardır. Birincisi cilt üzerinde mikro delikler açıp, vücudu bunların yara olduğuna inandırıp, yeni hücre oluşumunu başlatmak ve orada deri yenilenmesini sağlamak. Diğeri ise açılan mikro delikler sayesinde bu işlemin hemen ardından cildin ihtiyacına göre uygulanan serum/krem vs nin alt katmana inerek daha iyi etki göstermesini sağlamak. 

Dermaroller, Güneş lekelerine, sivilce lekelerine, sivilce izlerine, çatlaklara uygulanan bir tedavi yöntemi ve etkisi yüksek ve sonucu genel olarak başarılı.

Dermaroller'ların tedavi yöntemi ve kullanılacağı bölgeye göre belirlenmesi gereken pek çok çeşidi var. 

İlk yapılması gereken seçim silindir üzerindeki iğne sayısı. 96 - 192 - 200 - 540 olarak çeşitleri var. 
96; göz altı ve çevresine, 
192; saç, yüz ve boyuna, 
200 ve 540 yine; saç, yüz, boyun ve vücuda kullanılıyor. 


Sonra da sıra iğne uzunluğu seçimini yapmaya geliyor. İğne boyları 0.25mm ile 3,5mm arası değişiyor. 
0.25 ve 1mm arası ev kullanımına uygun iken, 1.5 ve sonrası eğitimli uzman tarafından uygulanması gerekiyor. 
Yine bu iğnelerin de bir amacı var. 0.25mm göz altı ve göz çevresine (hafif kırışıklık ve deri yenileme), 
0.5mm saç ve yüz bölgesine (hafif kırışıklık, hücre yenileme), 
0.75mm yüz ve boyun bölgesine (güneş lekeleri, hafif kırışıklık ve anti-aging), 
1mm yüz ve boyun bölgesine (orta derinlikte kırışıklık), 
1,5mm yüz ve vücut (sivilce izleri, çukurlar, yanık izleri, güneş lekeleri), 
2mm + (yoğun selülit, çatlak, yanık izleri, derin sivilce lekeleri) şeklinde gidiyor. 

Yani cilt problemi arttıkça iğnenin boyu da üzüyor. Çünkü cildin daha etkili şekilde uyarılması gerekiyor.

(Bu kısmı bundan 1 sene önce yazmıştım, o zaman ki düşüncelerim ve sonrasında 1 sene sonraki (güncel) düşüncelerimi paylaşacağım.)

Kısa bir ön bilgi verdikten sonra kendim ne kullanacağım dersek, ben 196 iğneli, 0,75mm iğne uzunluğuna sahip bir dermaroller kullandım. Benim amacım ise gözeneklerimin küçülmesini sağlamak ve yüzümdeki güneş lekelerinden kurtulmak. Tabii ki herkes kendi cilt problemlerine göre seçim yapmalı. Dermaroller tedavisi ilk başlarda benimde içime çok sinmese de internette yaptığım bir kaç saatlik araştırma sonucu ne kadar etkili bir tedavi yöntemi olduğunu gördükten sonra fikirlerim değişti. Özellikle de cilt bakım merkezlerinden ziyade reklamsız olarak gerçek kullanıcıların yorumlarını, videolarını seyrettim. Ve bende böylece tedaviye başladım. 

Dermaroller etkisini 2 aydan sonra gösteriyor. Yani bir anda bir değişiklik olmasını beklememek gerekir. Ben haftada bir şeklinde uygulama yapıyorum.

Peki şimdi biraz işlemden bahsedeyim. Burada EN EN EN ÖNEMLİ ŞEY TEMİZLİK. Yani abartılı, ameliyat öncesi cerrahların temizliği gibi bir hijyenden bahsediyoruz. Ben bunu yapamam diyenler baştan vazgeçsin derim. Öncelikle dermaroller'i aldığınızda yanında bir dezenfektan sprey geliyor ama bu yeterli değil. Eczaneden saf alkol almanız ve bununla dezenfekte yapmanız gerekecek.

Dermaroller bir koruma kutusunda geliyor, ürünü burada saklıyorsunuz. Her kullanımdan önce ilk olarak dermaroller'i beyaz sabunla yıkıyorum ve temiz olduğuna emin olduğum bir peçeteyle (havlu değil!!) kuruluyorum. Sonrasında dezenfektan spreyi sıkıyorum ve minicik bir kavonoza doldurduğum saf alkolün içinde 5 dakika bekletiyorum. Ben st. dalfour'un mini reçel kavanozunu kullanıyorum. Sonrasında alkolden çıkartıp hiçbir yere değmemiş paketinden yeni yıkanmış temiz elinizle çıkardığınız peçeteyle kuruluyorum ve işleme başlıyorum. Yüzümü 4 bölüme ayırıyorum.

Önce sol yanağıma, sonra sağ, sonra çene ve alın. Her bölge arasında dermaroller'i alkol dolu kavanoza koyup dezenfekte ederken, her bölge sonrasında hızlıca serum uygulamanızı yapmanız gerekiyor. Burada kullanacağınız serum cildinizin alt katmanına nüfuz edeceği için en ihtiyacınız olan ürün olmalı. Lekelerini varsa renk açıcı, kırışıklık var ise anti-aging gibi. Ve oyalanmadan çok hızlı hareket etmeniz gerekiyor. Ki o minik delikler kapanmadan serumu hemen sürün. Ve mutlaka bölgesel çalışın. Her bölgeden sonra serum uygulamazsanız en sonra bırakırsanız oraya serum sürene kadar o delikler kapanmış olacaktır. 

Uygulama yaparken biraz güç uygulayarak, bastırarak - ACIYOR BİLİYORUM! - uygulama yapmalısınız. Fakat, evde yapılan işlemde ASLA KANAMA OLMAMALIDIR. Nitekim ev uygulamasına uygun iğne boyları tercih ettiğinizde zaten kanama olmuyor. Yani öyle bir risk olacağını sanmıyorum.

Ve tekrar tekrar söylüyorum temizlik çok ama çok önemli. İşlem öncesi Elinizi yıkadıktan sonra oturduğunuz koltuğa, etrafa hiç değdirmeyin. Serum şişesinide uygulamadan önce sabunla yıkayın. Ki uygulama sırasında elleyeceğiniz için oradan gelen bakteri yüzünüze bulaşmasın. En ufak bir ihmal yüzünüzde mikrop kapma kaynaklı problemlere sebep olacaktır. Aman kaş yapayım derken göz çıkarmayın. Ben hangi ürünleri kullanıyorum derseniz uygulamayı hep dustan çıktıktan sonra mutlaka GECE yapıyorum. Dusta nip&fab glycolic peeling uyguluyorum, çıkınca uygulamadan hemen önce nip&fab extreme glycolic pads ile cildimi temizliyorum. Uygulama sırasında ise elimde testeri bulunan YSL light creatör renk açıcı serum kullanıyorum ama siz cildinize en uygun ne ise onu kullanabilirsiniz. Özellikle dermokozmetik markalar yani strivectin, skinceuticals, ddf, dermalogica vs gibi daha etkili olacaktır sanıyorum. Sonrasında ise yüzüm serumu emince yani işlemden bir 15 dakika sonra madecassol merhem (eczanelerde satılıyor) cilt onarıcı merhem sürüyorum. Ki minik delikler çabuk iyileşsin. Ve cildim bu merhemi emer emmezde bepanthene nappy çare ointment kremi sürüyorum (eczanelerde var).

Sizde dilerseniz normal nemlendiricinizi sürebilirsiniz. Ertesi gün ise sabah mutlaka nemlendirici ve en az spf 50 içeren güneş kreminizi MUTLAKA sürmeniz gerekiyor ve ten makyajı yapmamanız tavsiye ediliyor. Bir kaç gün yüzünüze makyaj yapmayın, sadece onarıcı kremlerinizi sürmeye devam edin.

Acı konusuna gelirsek iğne boyuna göre acı azalıp artıyor ama evet açıyor. Eğer acı eşiğiniz düşük ise eczaneden emla krem (yüzeysel uyuşturucu) alıp uygulamadan 15-20 dakika önce uygulayabilirsiniz. İşlemden önce ise temiz bir peçeteyle onu temizleyin. Öyle uygulamayı geçin.


Nereden aldım sorusuna gelirsek ben pergusa.com sitesinden aldım. Dermaroller, dezenfektan sprey ve seçeceğiniz yüz maskesi toplam 60TL. Ama siz internette araştırıp dilediğiniz yerden alabilirsiniz. Google'a yazınca bir çok site çıkıyor. İçinize neresi siniyorsa oradan alın. 

Burada tek şart iğnelerin MUTLAKA titanyum olması. Yani pas tutmayacak olması. Ve 3 ayda bir bunun yenilenmesi tavsiye ediliyor. 

---

Gelelim günümüzde ki yorumlarıma. Dermaroller tedavisine çok büyük bir hevesle başlamıştım. Fakat sonrasında biraz aksattım. Araya bahar ayları, yaz ayları girince zaten kullanmayı bıraktım. Çünkü dermaroller sadece sonbahar ve kış aylarında kullanılıyor. Güneşin daha dik gelmeye başladığı bahar ve yaz aylarında kullanılmaması gerekiyor. 

İlk kullanımlarda çok hafif bastırarak kullanmıştım ve açıkçası pek bir etkisini görmemiştim ama sonraki 2 kullanımda daha güçlü bastırarak kullandım. Bu sefer daha etkili olduğunu gördüm. Cilt yüzeyiniz kızarıyor, bir kaç gün hassasiyet oluyor - kimyasal peeling yaptırmış gibi. Fakat sonrasında cildiniz tedavi oluyor. Daha yumuşak, gözenekleri daha az belirgin bir cilt oluyor. Sonrasında devam etmedim. Çünkü bu uygulamayı yaptıktan sonra 1 hafta kadar ten makyajı yapmıyorsunuz. Bende makyaj yapmayı seven biri olarak biraz boşverdim açıkçası :)

Ama şimdi yeniden başlıyorum. Malum tam zamanı. Geçen sene yüzümün sağ kısmında bulunan bir güneş lekesinin rengi oldukça açılmış, cildimde düzelme gözlemiştim. Düzenli uygulamada ise daha iyi sonuçlar alacağımı düşünüyorum. 

Genelde tavsiye edilen kürü şu şekilde oluyor. 1 ay boyunca haftada 1, sonraki ay 2 haftada 1, sonraki ay 3 haftada 1 olarak devam ediyor. 

Bu uygulamayı ihtiyacı olanlar evde veya ciddi cilt bozuklukları için güzellik merkezlerinde profesyonellere uygulatabilirler. Fakat bir de kullanmaması gerekenler var, onlara da bakalım şöyle bir;

Kullanılmaması Gereken Durumlar
Işığa duyarlılık yaratan ilaçlar, doğum kontrol hapları kullanımında
Oral isotretinoin tedavisi kullanımı (bir çeşit akne tedavisi)
Diyabet hastaları
Hipertansiyon hastaları
Kanser hastası olan ve/veya bu amaçla kemoterapi, radyoterapi tedavisi görenler
Güneşle tetiklenen hastalıkları bulunan kişiler(lupus, porfirya vb.)
Kan pıhtılaşma problemi olanlar
Egzama hastalığı olanlar
Mantar hastalığı olanlar
Aktif enfeksiyonu olanlar
Aktif aknesi olanlar
Açık yara olan bölgeler
Enfeksiyon kapmış cilt
Tahriş olmuş cilt
Siğilli yüzeyler
İz kalma riski olanlarda (daha önce yapılan herhangi bir 
işlemde vücudunda iz kalmış olan kişiler)
Peeling sonrası ve Epilasyon süresi boyunca
Gebelik ve emzirme dönemlerinde
Kuperozlu cilt

Bu durumlarda bu tedavi yöntemini kullanmamanız gerekiyor. Ben yukarıda kendi deneyimlerimden bahsettim fakat güzellik merkezlerinde saç dökülmesinde, saç çıkarmak için, selülit ve çatlak tedavisi gibi daha ciddi kullanım alanları da var. Dilerseniz bunları da araştırabilirsiniz. 

İşte benim dermaroller araştırmam, izlenimlerim ve tecrübem bu şekildeydi. Umarım faydalı olmuştur.

Sevgiler.

20 Kasım 2017 Pazartesi

En İyi Uygun Fiyatlı Kapatıcılar ve Çizgilere Dolmayan Kapatıcı


Herkese Merhaba,


Instagram'da karakter sınırı olunca, detaylıca anlatmak istediğim konular için blog çok iyi bir çözüm oluyor. Geçtiğimiz paylaşımlarda artık blog'da daha aktif olacağımı da yazmıştım. Ekranın sağ kenarındakı "yazılar e-mail'ıma gelsin" kutucuğuna e-mail adresinizi yazarak, yazılarıma abone olabilirsiniz. :)


Öyleyse en iyi uygun fiyatlı kapatıcılardan biraz bahsedelim. Bugüne kadar bir çok kapatıcı deneme fırsatım oldu. Kimisi uygun fiyatlı kimisi yüksek fiyatlı favorilerim var. Bunları rotasyona sokarak kullanıyorum. O gün yaptığım makyaja, göz altımın durumuna göre seçiyorum genelde kapatıcımı. Ama dürüst olmak gerekirse 2-3 taneden fazla kapatıcıya ihtiyaç yok bence.


Haydi ürünlere bir bakalım o zaman;




- Absolute New York Brightening & Liftening Concealer: 

Ülkemizde yakın zamanda Gratis'lerde satılmaya başlayan ANY markasının denediğim ürünleri arasında en sevdiklerimden bir tanesi kuşkusuz bu kapatıcısı oldu. Likit formda, su bazlı bir ürün. Fırçasıyla göz altına uyguluyor, sonra parmağınızla tampon hareketlerle uyguluyorsunuz. Kuruduktan sonra matlaşan bir özelliği olduğu için üzerine pudra gerektirmiyor. Yapısı oldukça ince, göz altında birikme yapmıyor ve göz altınızda çok doğal duruyor. No make up - make up dediğimiz yokmuş gibi duran makyaj için başarılı bir ürün. Kapatıcılığı orta seviyede, mat bitişli.

- Maybelline Age Rewind Concealer: 

Maybelline'in ülkemizde satılmıyorken bile oldukça popüler olan bu kapatıcısı da uzun zamandır severek kullandığım kapatıcılardan bir tanesi. Kimisi bu kapatıcının sünger kısmını çıkartıp kullanıyor, kimisi süngeriyle uyguluyor. Kimisi bu kapatıcıyı çok severken, kimisi göz altında yağ butonu yaptığını söylüyor. Göz altında yağ butonu oluşmasının sebebi ise esasında kullanıcı hatası. Instagram makyaj kültürü diye bir olay var. Bir kişi bir ürünü belli bir şekilde kullanarak video çekiyor ve herkes aynı şekilde kullanmaya başlıyor. Doğru mu yanlış mı bakmadan. Bu ürünü mesela bir çok kişi çevirilen başlığını 3-4 kez çeviriyor, sonra göz altına badana gibi uyguluyor, üstünden nemli süngerle geçiyor, onun üstüne de pudra basıyor. Neymiş göz altlarımızı kapattık. 

Birincisi bu kadar aşırı ürün uygulamaya ne gerek var? İkincisi hadi uyguladık, o zaman neden nemli süngerle geçiyoruz da ürünün yapısını inceltip, yarısını süngere alıyoruz. Zaten hassas bir bölge olan göz altına bu kadar ürün yığmanın amacı nedir? Aslında yok. Ezbere mantık. Sonuçta ne oluyor peki? İşte yağ butonları veya benzer cilt sorunları.


Bazı ciltler daha dayanıklı iken bazı cilt tiplere yağ butonu yapmaya daha meyilli oluyor.


Peki doğru kullanım nası olur? Aşırı miktarda ürünü süngere yükleme yapmadan, kullanacağımız oranda ürünü başlığa çevirerek almak, sonra da abartmadan yeterli oranda ürünü göz altımıza uygulamak. Yapı itibariyle fırçayla veya parmakla ürünü yayarsanız sonrasında, çok daha iyi sonuç alıyorsunuz. Nemli sünger zaten kararında uyguladığınız ürünün büyük kısmını almanıza ve istedğiniz kapatıcılığı elde edememenize sebep olacaktır.


Doğru kullanım yöntemini de halettiysek, üründen bahsedebiliriz. Oldukça yumuşak dokulu, kremsi bir kapatıcı. Orta kapatıcılık veriyor, yüzün her bölgesinde kullanılabiliyor. Doğal/Nemli bitişi olduğundan üzerine ince bir pudra geçmek daha iyi oluyor. 



"Eğer göz altlarınızda mimik çizgileri, genetik çizgiler veya olgunluk çizgileri varsa, "baking" adı altında geçen süngeri pudraya bandırıp, göz altına un gibi pudra uygulanan yöntemden uzak durmanız gerekiyor. Çünkü bu pudralar çizgilerde birikip, göz altlarını olduğundan daha beter hale getiriyor. Göz çevresinde çizgi problemi yaşayan kişiler, ince yapılı kapatıcılar kullanmalı ve pudrayla sabitlemek istiyorsa en ince yapıdaki pudralı, yine ince bir tabaka olarak uygulamalıdır. Tercihen toz pudraya fırçamızı batırıp, fazlasını silkeleyip göz altımıza tampon şekilde hafifçe uygulamak en iyi sonucu verecektir. Ama benim göz altımda çevremde hiç çizgi yok, kusursuz diyenleriniz varsa (ki var böyle güzel genli insanlar) o zaman baking yöntemini gönlünüzce kullanabilirsiniz."

 - Maybelline Master Conceal: 
Maybelline'in bu kapatıcısı bir kaç ay önce ülkemize gelen ürünlerden. Kapatıcılığı orta seviyede, su bazlı bir ürün. Kolay dağılıyor. En iyi uygulama yöntemi fırça veya parmakla. Nemli sünger yapısını bozup, parçalanmasına sebep oluyor. Göz altı ve yüzde güzel sonuç veriyor. Ama ben göz altında tercih ediyorum. Eğer gereğinden fazla ürün uygulamazsanız, tam olarak göz altına oturup, üstüne bir pudra ihtiyacı duymuyor.




- Catrice Liquid Camouflage: 

Sanırım burdaki ürünler içinde en uygun fiyatlısı, fakat en iyisi bile olabilir. Kapatıcılığı orta, yüksek arası. Parmak, fırça ve nemli süngerle uygulanabiliyor. Göz altınızı kurutmuyor, birikme yapmıyor. Çizgilerde belirginleşmeye sebep olmuyor. Eğer süngerle yayarsam, yapısı biraz daha nemli hale geldiği için pudra ile sabitliyor. Fakat parmakla uygulama yaparsam, sabitleme ihtiyacı duymuyorum. Göz altlarınızı en güzel gösteren kapatıcılardan bir tanesi bana göre.


ÇİZGİLERE DOLMAYAN KAPATICI! 
Hani çok kullanılan bu tanımı hepiniz duydunuz veya okudunuz eminim ki. "Bu kapatıcıyı çok seviyorum çünkü çizgilerime hiç dolmuyor." Bakıyoruz söyleyen kişiye, göz altında çizgi yok. Öncelikle çizgilere dolmayan kapatıcı diye birşey yok arkadaşlar. Yani teknik olarak mümkün değil. Eğer göz altınızda çizgiler varsa o kapatıcının oraya dolmamasının bir yöntemi yok. AMA ne var, ince yapılı kapatıcılar, kalın yapılı kapatıcılar kadar çizgilerde birikme yapmazlar. Örneğin, mac studio finish kapatıcı gibi katı kıvamlı kapatıcılar yüz için ne kadar başarılıysa, göz altı için o kadar başarısız. Çünkü yapısı kalın. Kapatıcının yapısı ne kadar kalın olursa, göz altı çizgilerinizde o kadar fazla birikir. Veya kapatıcının yapısı ne kadar ince olursa, o kadar az belirginleştirir. 


- Sephora High Coverage Concealer:

Bu kapatıcının fiyatı diğerlerine nazaran biraz daha yüksek. 30TL civarlarında diye hatırlıyorum. Aralarında en yüksek kapatıcılığa sahip olan adıyla müsamma gösteren bu ürün. Göz altlarınızı çok güzel bir şekilde kapatmasına rağmen, bir çok yüksek kapatıcılıktaki üründe olan kurutma ve göz çevresini germe, çizgileri belirginleştirme gibi problemlere sebep olmuyor. Kapatıcılığı yüksek, yapısı yoğun olduğu için bu ürünü ben genelde nemli süngerle uyguluyorum. Öyle daha iyi sonuç veriyor bence. 

- Maybelline Fit me Concealer:

Maybelline'in ülkemizde satışa hala çıkmayan bu kapatıcısı kuru göz altlarına sahip herkesin en yakın dostu diyebiliriz. Göz altlarınız kuruysa, nemsiz bir kapatıcı uyguladığınızda, göz çevreniz sebebiyle bir anda 10 yaş büyük gözükebiliyorsunuz. Veya göz çevrenizde gerginlik yaşayabiliyorsunuz. Denediğim bir çok yüksek fiyatlı ve uygun fiyatlı kapatıcı arasında en memnun kaldığım bu ürün oldu kesinlikle. Su bazlı, göz çevresini kesinlikle kurutmayan, hafif-orta kapatıcılığa sahip bir ürün. Üzerine ince bir toz pudra geçip sabitlerseniz, gün içerisinde daha fazla dayanacaktır. 


KAPATICIM NEDEN GRİLEŞİYOR? En sık yaşanan problemlerden bir tanesi de bu. Göz altı veya çevremizde koyu renkte halkalar yani normal ten rengimizden biraz fazla koyu renkte bir görünüm varsa bunun üzerine uygulayacağınız kapatıcı bu koyulukları hem kapatmayacak hemde gri bir görüntü verecektir. O zaman ne yapmamız gerekiyor? Çok ciddi koyuluklarsa var turuncu tonlarında bir renk düzenleyici (corrector), orta tonlarda koyuluklarsa varsa somon renklerinde bir renk düzenleyiciyi göz çevremize uygulayıp, daha sonrasında kapatıcıyı uygulayacağız. Böylece alta astar işlemi yapıp rengi nötrlediğimiz için, üzerine uyguladığımız kapatıcı istediğimiz aydınlığı ve netliği bize sağlayacaktır.

- Pastel Liquid Concealer: 

Ekip arasındaki tek Türk markasına ait kapatıcı bu. Fırçasını çok seviyorum. Yumuşak ve oynar başlıklı. Bazı göz altı kapatıcılarının aplikatörleri yeterince yumuşak olmadığı veya kıl sayısı az olduğu için göz çevremizi çizebiliyor veya irrite edebiliyor. Bunda hiç böyle bir sıkıntı olmuyor ama. Kolayca göz altına uygulayabiliyorsunuz. Yapısı jel kıvamı gibi geliyor bana. Yani kremsi bir jel diyebiliriz. Hem nemli sünger, hem fırça hemde parmakla uygulamada güzel sonuç veren ürünlerden bir tanesi daha. Uygulama yönteminize göre hafif-orta kapatıcılık sağlıyor. (Parmakla uygulamada en yüksek kapatıcılığı elde ederken - çünkü hiç ürün kaybetmezsiniz, fırçayla orta seviyede, nemli sünger ile en yüksek seviyede ürün kaybı yaşarsınız. Yani kapatıcılıkta burdaki sıraya uygun olarak azalır.)

*

İşte uygun fiyatlı favori kapatıcılarım ve kapatıcılar hakkında bazı doğru bilinen yanlışlar veya herkesin bildiği şeyleri dile getirdiğim notlarım bu şekildeydi. Her kapatıcı herkese uygun değildir. Hele ki göz altı için kapatıcı seçiyorsanız. Yüz için daha çok pata-krem formlu, katı kapatıcılar daha iyi iş görürken - cilde daha iyi tutunuyorlar - göz altları için daha çok likit formlu kapatıcılar daha iyi sonuç veriyor.

Ne demiştik, her kapatıcı hferkese uygun değil çünkü herkesin göz çevresi, göz çevresinin koyu olup olmaması, çizgileri olup olmaması, göz çevresinin yağlı mı yoksa kuru mu olması birbirinden farklılık gösteriyor. Birinin çok sevdiği bir kapatıcı sizde korkunç bir sonuç verebilir. Veya çok başarılı bir kapatıcıyı yanlış yöntemle uyguladığınız için hiç sevmeyebilirsiniz.


Bunlara dikkat ederek seçim yapıp sonrasında doğru şekilde uyguladığınızda, mevcut şartlar altında en güzel sonucu elde edebilirsiniz.


Sorularınızı instagram'dan veya burdan yazabilirsiniz, sevgiler :)

Giorgio Armani - Maestro Glow Fondöten İncelemesi


Merhaba,

Bu yazıda size zamanında çıkmasını merakla beklediğim fakat beklediğime değmeyen bir üründen bahsetmek istiyorum. Armani'nin Maestro Glow fondöteni.


Şimdiye kadar Armani'nin bir çok fondötenini denedim. Aralarında sevdiklerim de oldu, sevmediklerim de. Bu fondötenin tanıtımını ilk gördüğümde çok merak etmiştim. Sonuçta en sevdiğim fondöten tipi ışıltılı fondötenler. Bu da bunu vaat eden bir ürün. 

Maestro glow çift fazlı bir fondöten. Yarısı yağ, yarısı ise kremsi ürün. Kullanmadan evvel çalkalamanız gerekiyor çünkü şişede beklediğinde iki ürün birbirinden ayrışıyor. Bu ürünü ilk önce yüzüme nemli beauty blender ile uygulamayı denedim, sonuçta su bazlı olmadığı yağ bazlı bir ürün olduğu için iyi bir sonuç alacağımı düşündüm. Yanılmışım.

Fondöten yüzümde parça parça oldu adeta. Tamam dedim, oval bir fırça ile deneyelim. Bu sefer kuru cildim oval fırça yüzünden mikro peeling'e maruz kalıp daha da kurudu. Çünkü yapısı ince olduğundan cildim ve fırça arasında koruyucu bir ürün yoktu. Fırça direkt yüzüme temas etmiş oldu. Yine fondöten gözeneklerimi belirginleştiren bir yapıda kaldı.

Bende pes ettim. Belki başka yöntemler deneyebilirdim ama yüzümü her makyaj uygulaması öncesi temizleyici jelle yıkıyor olmama rağmen bu fondöteni kullandığımda yüzüme yağ sürmüşüm o da üst tabaka da kalmış gibi bir his uyandırdı bende. Bu da çok rahatsız etti.

Örneğin cilt bakım ürünü olarak Kiehl's midnight recovery concentrate bende rahatsız edici etkiyi bırakıyor. Cildim tarafından emilmiyor ve yüzeyde kalıyor ürün. Bu fondötende de aynısı olunca hiç hoşlanmadım.

Glow bitişi bu tarz yağ ile değilde, sedefli bir ışıltı ile yapmalarını tercih ederdim. Veya içerisine cilt yüzeyinde topaklanan bir yağ yerine, Gülsha'nın rose elixir ürünü gibi hemen emilen bir ürünle. 

Ben kuru ciltli biri olarak bu kadar sevmediysem, diğer cilt tiplerinin memnun kalacağını hiç sanmıyorum.

Dior - Lip Maximizer İncelemesi | Dudakları büyütüyor mu?


Biz kadınların en sevdiği şeylerden birisi de küçük kozmetik dokunuşlarla, üstümüzde küçük değişiklikler yaratmak. Olduğundan biraz daha dolgun dudakları kim sevmez ki? İşte bu sebeple dudak dolgunlaştırıcı ürünler en çok ilgimizi çeken ürünlerin başında geliyor. Bunlardan son dönemde en çok konuşulanlarından bir tanesi de Dior'un dudak dolgunlaştırı ürünü.




En merak edileni başta söylemekte yarar var. Bu ürünlerin hiçbiri kalıcı bir sonuç vermez. İstedikleri kadar aksini iddia edebilirler, bu ürünle dudakları tarçın yağı, nane yağı gibi dudağı aslında irrite ederek büyütmeyi hedefleyen ürünler olduğundan hiçbirinin kalıcı bir etkisinin olması mümkün değil. 

Yani bunu iddia edenlere inanmayın derim. Bu tarz ürünleri sürdükten sonra ilk olarak dudaklarınızda bir karıncalanma oluyor, sonrasında ise ürüne göre değişen bir yanma seviyesi. Bazıları çok yakarken, bazıları az yakıyor. Bu ürünleri uygularken kesinlikle dudak eti dışına taşırmamak gerekiyor. Yoksa dudak çevrenizde kızarıklık veya şişme gözlemleyebilirsiniz.

Ürünü uyguladıktan 3-4 dakika sonra dudaklarda bir şişme oluyor ve içindeki ürün yoğunluğuna göre en fazla bir kaç saat bu etkisini koruyor. Ama işe yarıyor mu? Gayet yarıyor.

Ben daha önce sally hansen markasının lip inflation xtreme ürününü kullanıyordum ve çok memnundum. Fakat bildiğim kadarıyla o artık satılmıyor. Dior'un ürünü de ona oldukça yakın bir ürün bence. Dudağınıza çok hafif bir pembelik veren, gloss yapılı bir ürün. 

Ürünü uygulamadan evvel ten renklerinde bir kalemle dudaklarınızı dıştan çerçeve yaparsanız olduğundan daha büyük görünümü tam istediğiniz gibi elde edebilirsiniz.

Özetle, Dior bence başarılı bir ürün yapmış. Bu tarz birşey arıyorsanız, denemenizi tavsiye ederim.

Sevgiler.

Clarins - One Step Gentle Exfoliating Cleanser İncelemesi


Merhaba, 

Bir dönem özellikle blog aleminde oldukça popüler olan bu peeling'i blog'a misafir etmesek olmazdı sanırım. :) 


Hassas ciltlere yönelik olarak piyasaya sunulmuş olan bu peeling her ne kadar portakal koktuğunu iddia etse de bence bulaşık deterjanı kokuyor. Bu yüzden istemsizce her seferinde pril ile yüzümü yıkıyor gibi hissediyordum :) Formu jel kıvamında, içinde küçük tanecikler var. Tanecikler biraz sert, bu yüzden fazla bastırırsanız, yüzünüzü çizebilir. Ürün gramajına tanecik dağılımı oldukça az olduğundan, hafif bir peeling gerçekleştiriyor. Böylece hem günlük olarak hem de yıkama jeli gibi de kullanılabiliyor.

Ben bu ürünü satın aldığımda 90TL gibi bir fiyatı vardı, az önce baktığımda ise fiyatının 162TL olduğunu gördüm. Malum döviz kuru ve kozmetiğe gelen ilginç vergileri göz önünde bulundurursak artık herşeyin fiyatı uçmaya başladı. 

Varmak istediğim nokta ise fiyatını artık hak etmediği. Eskiden hassas ciltler için başarılı bir peeling opsiyonuydu. Fakat şimdi daha uygun fiyata daha iyiler bulunabilir diye düşünüuyorum.


19 Kasım 2017 Pazar

Benefit - Ka-Brow Kaş Pomadı

Merhaba 💛

Benefit'in geçen yaz piyasaya sürdüğü pek çok üründen oluşan kaş koleksiyonunu mutlaka görmüşsünüzdür. Koleksiyondaki en güzel ürünlerden bir tanesi ise bence Ka-Brow isimli kaş pomadları.

Bu kaş pomadlarıyla ister kaşınızı dolduruyorsunuz, ister yeni bir şekil veriyorsunuz. 6 renk seçeneği var. Bendekiler ise 3 ve 4. 3 numarayla kaslarımı doldurup şekil verip, 4 numarayla özellikle üç kısmına gölgelendirme ve alt kısmı keskinleştirme yapıyorum. Tabii tüm bunları tam kaşınızın renginde tek bir ürünle yapmak da mümkün. Veya kaşınızdan biraz daha açık renk alıp kasınızın rengini daha açık yapabilir ya da köyü da yapabilirsiniz.

Ürünün en güzel yanı ise waterproof olması. Sabitlendikten sonra sabunla bile zor çıkıyor ki yaz aylarında hem terlediğimizden hemde plaja kasları şekilli gitmek isteyenler için avantaj sağlıyor.
Üstü kubbe gibi ve minik bir fırçası var. Böylece yanında fırça taşımak gerekmiyor. Zaten az uygulandığı için de uzun süre gidecek bir ürün.

Hemen ilk gelecek soruya sorulmadan cevap vereyim. Abh dip brow pomade mi yoksa bu mu? Abh'nin ürünü her ne kadar waterproof olarak geçse de bende öyle bir etkisi yok. Elimi sürer sürmez siliniyor. 🤔

Doku ve yapıları ise benzer, yani hangisine kolay ulaşabiliyorsanız onu tercih edebilirsiniz.

Absolute New York - Radiant Cover Kapatıcı İncelemesi

Gratis mağazalarına yeni gelen Absolute New York ürünlerini yavaş yavaş denemeye başladım, denedikçe de yorumlarımı paylaşmaya çalışacağım ♥️




İlk olarak denediklerim arasında ilk kullanistan itibaren bayıldığım bir üründen bahsetmek istiyorum. Markanın radiant cover ismindeki kapatıcısı.

Likit formda, aplıkatör yardımıyla uygulanan bir ürün. Yapısı oldukça ince, su bazlı. Sürdükten hemen sonra parmakla yaymak gerekiyor çünkü çok çabuk sabitleniyor. (şu bazlı olduğundan nemli süngerle kullanmamak gerekir). Ve uzun zamandır gördüğüm en doğal ve yokmuş gibi duran kapatıcı. Göz altınızda hemen sabitlenip, mat bir bitiş sağlıyor. Cildin doğal görünümüne benzer bir bitiş verdiğinden sanki kapatıcı yokmuş gibi duruyor. Kapatıcılığı hafif/orta seviyede. Eğer ilk katta yeterli kapatıcılığı vermezse, kuruduktan sonra üstüne ince bir kat daha geçebiliyorsunuz.



Hem yüz hemde göz altı için uygun. Kendisi sabitlendiği için herhangi bir pudrayla sabitleme de gerektirmiyor. Özetlemek gerekirse, son derece doğal durması, uygun fiyatlı olması son zamanlarda en beğendiğim ürünlerden birisi oldu. ♥️

L’oreal - Glam Bronze – Eau de Soleil

Bence hakettiği değeri tam göremeyen ürünlerden bir tanesi kesinlikle; L’oreal Glam Bronze serisinden Eau de Soleil.
19985422_127484961190288_635920386923429888_n.jpg
Son 2 senedir likit bronzlaştırıcılar hiç olmadığı kadar moda. Pek çok marka da koleksiyonlarına bu ürünlerden kattı. Aralarında hem en uygun fiyatlı hemde güzel performans verenlerinden biri de bu ürün.
Bu ürünü isterseniz fondoteninizle / ten ürününüzle karıştırarak uygulayabilirsiniz, isterseniz elinizin üzerine döküp, süngerinizi ona banıp yüzünüzde bronzer uygulamak istediğiniz yerlerea uygulama yapabilirsiniz, isterseniz bir fırçayla uygulayabilirsiniz.
Veya yüzünüz boynunuzdan daha az bronzsa veya bronz makyaj yapmak isterseniz makyajınıza baz olsun diye tüm yüzünüze uygulayabilirsiniz.
Yapısı oldukça likit, akışkan. Pigmentasyonu da baya yüksek. O yüzden hep azar azar kullanmak yeterli geliyor. Kokusu da çok güzel, parfüm gibi.
L’oreal markasının satıldığı bir çok kozmetik marketinde bulabilirsiniz.

Catrice - Liquid Camouflage Kapatıcı İncelemesi

Yaklaşık 2 senedir çok severek kullandığım ve memnun olduğum bir kapatıcıdan bahsetmek istiyorum.
19984619_1364260587027951_423183260818866176_n.jpg
Rossmann mağazalarında satılan uygun fiyatlı kozmetik markası Catrice’in Liquid Camouflage ismindeki likit kapatıcısı.
Kapatıcılığı orta/yüksek seviyede. Yapısı ise su bazlı, oldukça ıslak ve kolay dağılıyor. İsterseniz ürünü uygulayıp parmakla, isterseniz fırçayla, isterseniz de nemli süngerle kullanabiliyorsunuz. Ürünü uygulama miktarınıza göre yönteminizi değiştirebilirsiniz.
En önemli özelliği ise göz altlarını kurutmuyor. Kurutma özelliği olmadığı için göz altındaki minik çizgileri çok belli etmiyor. Bu açıdan fiyatına göre çok başarılı bir performans gösterdiğini düşünüyorum. Ama ciddi göz altı morluğunuz var ise altına corrector kullanmanız gerekir. Böylece kapatıcınız da grileşmeyecektir.
Çabuk kuruduğu için de Pudrayla sabitlemeden de kullanabilirsiniz, fakat kalıcılığını arttırmak adına ince bir pudra geçmenizde fayda var. Fiyatı 12-13TL cıvarlarındaydı.

18 Kasım 2017 Cumartesi

Marc Jacobs - Coconut Collection İncelemesi

Marc Jacobs’in “Coconut” koleksiyonundan üç güzel üründen bahsetmek istiyorum.

En sağdaki undercover primer / makyaj bazı; uzun zamandır çok severek kullandığım, en iyi nem veren bazlardan, hatta en iyisi diyebilirim. İçerisinde 5 çeşit hindistancevizi suyu varmış, yüzünüzü yağlandırmadan çok güzel bir şekilde nemlendiriyor. Şimdiye kadar kullandığım nem verici bazlar içerisinde en memnun kaldığım bu oldu diyebilirim. Cilt tarafından çok çabuk emilmesi de cabası.
Ortadaki seriye yeni eklenen Recover perfecting coconut setting mist, bir makyaj sabitleyiciden ziyade maç’ın fix plus ürünü gibi yüzdeki pudralı görünümü almayı ve ondan çok daha iyi bir şekilde nemlendirmeyi sağlıyor. Ben hem makyaj öncesi hemde sonrasında uyguluyorum, kullanmadan önce güzelce çalkalamak gerekiyor. Fıs fısı biraz problemi ama kullandıkça düzeliyor. Açıkçası pek fark yaratan ve işe yarar bir ürün olduğunu düşünmüyorum, tekrar almam.
Soldaki ise yine yeni çıkan ürünlerinden, dew drops coconut gel highlighter. Adından da anlaşılacağı gibi jel yapıda, içerisinde sim bulunmayan güçlü yapısı sebebiyle az az kullanılması gereken bir ürün. Yüzün yüksek bölgelerine uyguladığınızda ışıltıdan ziyade şampanya tonlarında ıslak bir görünüm veriyor. Ben en çok yarım veya bir pompa fondotenime karıştırmayı sevdim, ama dediğim gibi az eklemek lazım çünkü yapısı güçlü ve fondotenin yapısını bozabiliyor. Su bazlı bir ürün olduğundan yağ bazlı olmadığından, nemli süngerle uygulandığında yapısı bozulabiliyor. Bu sebeple fırçayla uygulamanızı tavsiye ederim.

Microblading hakkında HERŞEY - Acıyor mu? Süreç Nasıl İşliyor? Ne kadar kalıcı?

Herkese merhaba, Bu yazıda kendi microblading tecrübemden, yaşadıklarımdan, bana göre iyi bir sonuç verip vermemesinden ve araştırdığım bi...